23 Temmuz 2011 Cumartesi

Fransa

-Paris-

2010 Eylül'ünün son haftası. Ani bir kararla Brüksel'den Paris'e arkadaşıma gidiyorum. Brüksel'den eurolines otobüslerini kullanıyorum Paris'e gitmek için. Yol yaklaşık 4 saat sürüyor ve eurolines otobüsü sizi Gallieni İstasyonu'nda bırakıyor. Arkadaşımla buluşuyorum ve akşam bir Erasmus partisine gidiyoruz. Ertesi sabah Paris'i keşfe gidiyoruz. Paris metrosu fiyatlandırma olarak 2 farklı hattan oluşuyor. Şehrin dışında kalan ve sizi şehir metrosuna götüren hatlar 3.80 Euro, şehir içindeki metro hattı da 1.70 Euro. İlk durağımız Eiffel Kulesi oluyor.


Kuleye varıyoruz ve bol bol resim çekiliyoruz. Hatta kulenin önünde apaçi dansı bile yapıyor bunu videoya kaydediyoruz. Kuleye çıkmak için oldukça beklemeniz gerekiyor çünkü bekleyen kişi sayısı çok fazla. Kuleye ister yürüyerek ücretsiz ister parasını vererek asansörle çıkabilirsiniz. Gece çıkmanın daha keyifli olduğu söyleniyor.


Ardından Champs - Elysees Caddesi'ne gidiyoruz. Kendimizi bu nasıl bir Kapitalizm demekten alıkoyamıyoruz. Louis Vitton'ın önünde uzayıp giden kuyruğu, limuzinlerden çığlık atanları görünce pek bir şaşırıyoruz.

Akşama doğru ünlü kabare Moulin Rouge'a gidiyoruz. Moulin Rouge'un bulunduğu sokakta bir çok seks shop bulunuyor. Moulin Rouge girişi çok kalabalık ve kişi başı 150 Euro.


Ertesi sabah Lüksemburg bahçesine yol alıyoruz. Hava 28 derece harika. Lüksemburg Bahçesi'nde spor yapan bir çok kişi görebilirsiniz. Bahçe tasarımı muhteşem ve hayran olunası.


Paris'in merkezinde hemen hemen her yerde ihtişamlı heykeller ve süs havuzları görmeniz mümkün.


Yukarıdaki resim Sorbonne Üniversitesi.


Biraz daha ilerleyince Notre - Dome kilisesine varıyoruz. Bu kilisenin girişinde de muazzam bir kalabalık var ve çok da zamanım olmadığı için girmeyi pas geçiyoruz.


TV kanalları Paris'ten yayın yapıyorsa genelde bu köprüyü ve manzarayı kullanıyorlar.


Ve son olarak Louvre Müzesi'ne ulaşıyoruz. Maalesef Louvre Müzesi'nin kuyruğu da sanırım 150 metre kadar vardı. Bitmeyen kuyruklardan dolayı Paris'te ne Eiffel'e çıkabiliyor ne de müzeleri gezebiliyoruz. Önemli bazı yerleri de çok vaktim olmadığı için gezemiyorum. Aşkın, sanatın, görselliğin, pahanın, sanatın merkezi Paris muhteşem bir şehir. Baştan aşağı bir tarihi eser. Avrupa'da görmeden dönmemeniz gereken bir şehir. Paris'te metro istasyonlarındaki bilet gişelerinden ücretsiz olarak şehir haritası alabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder